| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | look down on f. | tepeden bakmak | ||
|
He looks down on women. Kadınlara tepeden bakıyor. More Sentences |
||||
| Genel | look down on f. | hor görmek | ||
|
You should never look down on a man merely because he is poor. Sırf fakir diye bir adamı asla hor görmemelisin. More Sentences |
||||
| Genel | look down on f. | küçümsemek | ||
|
Bob looks down on his brother for not being good at sports. Bob, sporda iyi olmadığı için kardeşini küçümsüyor. More Sentences |
||||
| Genel | look down on f. | yukarıdan bakmak | ||
|
The building looks down on the whole town. Bina, bütün kasabaya yukarıdan bakıyor. More Sentences |
||||
| Genel | look down on f. | küçük görmek | ||
|
If you don't do your duty, people will look down on you. Görevini yapmazsan, insanlar seni küçük görürler. More Sentences |
||||
| Idioms | ||||
| Deyim | look down on f. | tepeden bakmak | ||
|
We shouldn't look down on other people. Diğer insanlara tepeden bakmamalıyız. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | look down on f. | hakir görmek | ||
| Genel | look down on f. | aşağı görmek | ||
| Genel | look down on f. | -e tepeden bakmak | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Idioms | ||
| Deyim | look down on others f. | (insanlara) tepeden bakmak |
| Deyim | look down on (someone or something) f. | (birini/bir şeyi) küçük görmek |
| Deyim | look down on (someone or something) f. | (birini/bir şeyi) hor görmek |
| Deyim | look down on (someone or something) f. | (birini/bir şeyi) küçümsemek |
| Deyim | look down on (someone or something) f. | (birine/bir şeye) tepeden bakmak |
| Deyim | look down on (someone or something) f. | (birini/bir şeyi) hakir görmek |
| Deyim | look down on (someone or something) f. | (birini/bir şeyi) aşağı görmek |
| Speaking | ||
| Konuşma | don't look down on me expr. | beni küçümseme |
| Konuşma | don't look down on me expr. | beni aşağı görme |
